Müşterilerimizin Soruları
Aradığınız sorunun cevabı aşağıda yoksa lütfen bize ulaşın.
Protein soya fasulyesinde, mercimekte, kuru fasulyede, kabak çekirdeğinde ve daha başka bir sürü sebzede ve tohumda bulunuyor. Bilinenin aksine bu besinlerden alacağınız protein hayvansal proteinden daha işlevsiz değildir. Aksine daha sağlıklıdır ve yanında doymuş yağ, gereksiz kalori, antibiyotik ve çeşitli hormonlar da almamış olursunuz. Bu cevabı beğenmeyenlere daha bilimsel bir açıklama da yapabilirsiniz. Protein, yiyeceklerin bir bütün olarak kalmasını sağlayan bir bileşendir ve yenilebilir her şeyde bir miktar da olsa vardır.
İnsanların diş ve çene yapısı etçil bir tür olmadığımızı gösterir niteliktedir. Avlanmak için özel güçlerimiz, gece görüşü ve pençeler gibi vücudumuzun bir uzantısı yoktur. Midemizde eti sindirmek için diğer etle beslenen hayvanlarda olan gerekli bakteriler de bulunmaz. Tarihsel bağlamda geçmişten günümüze kadar insanların et yemesi kültürel evrimin ürünüdür, biyolojik evrimin değil. Bununla birlikte insanlığın ahlaksal evrimi de burada bahsetmemiz gereken bir diğer unsurdur. Et yemeyi evrimsel olarak değerlendirilirken insanın ahlaki evrimini de mutlaka değerlendirmemiz gerekir.
Veganlara en sık sorulan sorular arasında ilk üçte yer alan sorulardan biri de budur. Veganlar arasında ateistler ve agnostikler olduğu gibi, Müslümanlar, Hristiyanlar, Museviler, Hindular, Budistler ve diğer inançlara sahip kişiler de bulunuyor. İnanılan her din bize hayvanlara gereksiz yere zarar vermenin yanlış olduğunu söyler. Eğer yaşadığınız dönemde hayvanları yemeye, giymeye, ya da başka şekillerde kullanmaya hiçbir ihtiyacınız yoksa hayvanları kullanarak onlara gereksiz yere zarar vermiş olursunuz. Hayvanların yetiştirildiği yerlerde mutlu oldukları ya da refah içinde yaşadıkları yalnızca et ve süt ürünleri üreticilerinin iddia ettiği bir durumdur. Ancak binlerce hayvanla iç içe yaşamak zorunda kalan, kafeslerde büyüyen, yavrularından ayrılan, annelerinin sütünü ememeyen onlarca canlının refah içinde yaşadığını düşünmek büyük bir hatadır.
Tabii ki bu sorunun yanıtı kocaman bir hayır! Radikal bir karar alıp bitkisel beslenmeye geçtiğinizde kendiniz ve çevreniz için kullanabileceğiniz sayısız bitkisel besin deposu elinizin altında bulunuyor. Yeşilliklerden, tahıllara, baklagillere, kuru yemişlere, çekirdekli bitkilere ve çok sevilen mevsimlik meyveler bize sayısız alternatif sunuyor. Eğer olur da bugün kendime ne hazırlasam diye düşünürseniz de sayısız seçenek ve tarife ulaşmak artık çok kolay. Üstelik bu sayede bitkilerle yeni şeyler yapmanın yollarını da öğreniyorsunuz. Mesela siz taze fasülyeden burger köftesi yapmayı hiç denediniz mi? Biz yaptık!
Veganlara en sık sorulan sorular arasında en önde gelenlerdendir peynir sorusudur. Peynir hemen hemen herkesin çok severek tükettiği bir gıda. Çoğumuz için vazgeçilemez olduğunu da biliyoruz. Ama unutmayın ki hayvansal peynirden vazgeçemiyor olmamızın en büyük sebebi yaptığı bağımlılık! Bununla birlikte peynir dendiğinde çeşitli vegan peynirler de gıda seçeneklerimizin arasında yer alıyor. Özellikle badem ve kamu peynirleri veganların severek tükettiği peynirlerden. Eğer bu biraz pahalı geliyorsa patatesten de peynir yapabileceğinizi unutmayın. Kısacası peynir yerine koyabileceğiniz daha sağlıklı bitkisel muadil seçenekler mevcut!
Normal şartlarda inekler de tıpkı diğer memeli hayvan dişileri gibi yavruladıktan sonra belli bir süre ve sınırlı miktarda süt verirler. Bu sütün amacı buzağının beslenmesidir. İneklerin sürekli olarak süt verdiği düşünmek yanlış bir düşünceden ibarettir. İneklerin sütlerini sağarak onlara yardım ettiğimiz düşüncesi insanların vicdanlarını rahatlatmak için kendilerine anlattığı hikayelerden başka bir şey değil. Gerçekte olan şeyler ise; kendi amaçlarımız için bir hayvanı tutsak etmek, birinin malı olarak dünyaya gelmesine sebep olmak, boynuzlarını kesmek, üremesini manipüle etmek, yavrusunu elinden almak, ve bir süre kullanıp birkaç yıl içinde de ölümüne sebebiyet vermektir. İnekler sağılmadıklarında herhangi bir acı hissediyorlarsa da bunun sebebi yine insanlardır. İnsanlar inekleri acı çekmemeleri için değil kendi çıkarları için sağar.
Evet, bitkiler de canlıdır. Ancak merkezi sinir sistemleri olmadığı için acıyı hissedemezler. Güncel araştırmalar bitkilerin bazı yönelimlerinin, çeşitli salgılar üretmelerinin acı çektikleri anlamına gelmeyeceğini göstermektedir.
Bununla birlikte bitkilerin acı çekme ihtimalinin olması hayvanların her koşulda acı çektiği gerçeğini değiştirmez. Mesele yaşamımız boyunca mümkün olan en az zararı vermek, acı kaçınılmaz olsa dahi burada seçim en azı üzerinden tercihte bulunmak olmalıdır. Bitkilerin acıyı hissettikleri bir an için kabul edilse dahi tarım yalnızca insanlar için yapılan bir şey değildir. Hayvanları beslemek için de tarım yapılır. Yani bu durumda hayvan yemek hem bitkilere hem de hayvanlara acı çektirmek anlamına gelir.
Bıçak, hayvanın boğazına vurulduğunda, önce deriyi keser. Hayvan ilk olarak bunun acısı duyar. Sonra deri altı dokular, kaslar ve gırtlak kesilir. Onların acısını da duyar. Birden bire kan boşalınca kan basıncı düşer. Onun acısını da yaşar. Sonra hayvan o kanın kokusunu alır ve o sırada nefes almaya devam eder. Nefes aldığında giden kan, akciğerlerini yakar. Bu durum dakikalarca sürebilir. Yapılan bilimsel bir çalışmada bu durumun 680 saniyeye kadar uzadığını görmüşler. Hayvanın boğazı kesilince artık acı duymadığı ve öldüğü zannedilir. Oysa, durum öyle değildir. Gerçekte hayvanın bilinci hala açıktır ve beyin ölümü gerçekleşene kadar bu acıyı hisseder. Beyin ölümü ise 10 dakika kadar sürebilir.
Mali Müşavir
Hijyen ve servis çok iyi. İstanbulda yediğim vegan restoranlar içinde en iyisi diyebilirim.
HM Yapı Mekanik
İşlerim yoğun olduğundan dolayı dükkana gitmeye vaktim olmuyor. Eve sipariş veriyorum hızlı ve sıcak teslimat yapıyorlar.
Vesta Danışmanlık
Mersinden İstanbula geldiğimde vazgeçilmezlerim arasında. Lezzeti çok iyi vegan olmamama rağmen severek yiyorum.